Sayın Adnan Oktar'ın 3 Mayıs 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

ETİKETLER:

A9 TV, 3 Mayıs 2017

 

(İnsan gözü hakkında bilgi vermek istiyoruz. İnsan gözü yaklaşık kırk ayrı hassas parçanın birleşmesinden oluşan çok kompleks bir sistem. Çoğu zaman farkında olmayız ama cisimleri net görmemizi sağlayan şey, göz merceğinin her saniye hiç durmadan otomatik odaklama yapmasıdır.)

Kardeşim, gözle falan gördüğümüz yok. O, Allah’ın bizim mantıklı görmemiz için, mantıklı anlamamız için yaptığı bir sebep. Şu etten oluşan göz var ya yani meydana getirdiği, arkaya düşürdüğü görüntü akıl almaz kalitesiz. Şu netliğin oluşması mümkün değil. Son derece flu, bayağı bozuk bir şey oluşuyor. Işığa da benzemiyor ışıkla karışık anlamsız bir şey oluşuyor, orada bir görüntü oluşmuyor. Diyorlar ya “Görüntüyü ters çeviriyor oraya düşüyor” öyle bir şey yok. İsterse açıp baksınlar öyle bir şey yok. Kan damarları falan var jöle olan bir sıvı bu. Onun içinden onun geçip böyle oradaki bir de duvar var orada duvarın arkasındaki sinirlere bu görüntüyü iletmesi mümkün değil, olacak iş değil. Hadi diyelim dünyanın en kaliteli merceğini kullandın yine olmaz da hadi oldu diyelim. Elektrik akımını beyne götürdün ne olur? Elektrik akımı beyne gider. Kim görecek? Yine göz gerekiyor. Yine gözü olan bir adam gerekiyor. Bak bu sefer gözü olmayan birisi onu görüyor. Nasıl görüyor? Tam renkli, üç boyutlu görüyor. Bak bunu bir düşünseler konu bitecek. Bunu ısrarla anlamazdan geliyorlar. Bütün bilim adamları anlamazdan geliyorlar.

Bir kere gözün beyne götürdüğü elektrik de o kadar uyduruk bir elektrik ki bir kere kablosu, yalıtılmış kablosu yok, bir şey yok dümdüz bir sinir alıp onu götürüyor.  Son derece amperi düşük, son derece vatı düşük uyduruk bir elektrik, çok çok zayıf. Görüntü zaten berbat bir görüntü, hiç görüntü denecek bir şey yok yani oraya düşen şeyde. Bir de onun arkasına onu düşürmek gerekiyor zaten o imkansız. Dolayısıyla gözü sadece Allah öylesine bir sebep olarak yaratmış, göz görmüyor doğrudan ruh görüyor öyle bir şey yok. Görüntüyü beynin içinde öyle bir görüyor ki insan, dışarıdaki maddenin beyninde göründüğüne inanmıyor zaten o kadar net görüyor.

 

Biz Milletçe Milli İktidar İstiyoruz. Bu Ülkede İngiliz Derin Devletinin Yönlendirmesindekilerin İktidar Olması Hiçbir Zaman Mümkün Olmayacak 

Ben Tayyip hocam kadar, İslam’a hizmet eden lider görmedim, Mehdiyet’e bu kadar hizmet eden lider görmedim, İttihad-ı İslam için bu kadar geceli gündüzlü uğraşan ve bu kadar Müslümanlara sahip çıkan görmedim. Var mı? Üç milyon bak Suriyeliye Türkiye’nin değil mi bağrını açtı. İslam için gece gündüz uğraşıyor. Ben böyle insana laf söyletmem. Ne yapmam gerekiyor? İngiliz derin devleti diyorlar ki “Biz kendi iktidarımızı kuracağız”. Tayyip Hoca diyor ki “Yok, hayır” diyor “ben milli iktidar istiyorum” diyor. Konu bu. Hayır Tayyip Hoca ilanihaye olacak diye bir şey yok ama şu an çok iyi, şu an çok iyi. Dolayısıyla müsaade etmeyiz. Yani hodri meydan, denesinler istediklerini de yapabilirler. Demokratik mücadele içerisinde her şeyi yapabilirler. Bizim de bir bildiğimiz var kanun hukuk içerisinde. Gerekli çalışmaları karşılıklı yaparız.

 

Muhafazakar Kesimin Büyük Kısmı Gerçekten Kuran'ın Yeterli Olduğunu Bilmiyor. Onlara Şefkatle Doğruyu Anlatmaya Devam Edeceğiz

Gelenekçi Ortodoks İslam normal Müslümanlık diye onlara sunuldu onlar da iyi niyetle onu Müslümanlık diye olarak kabul ettiler. Onlar kötü niyetle onu kabul etmediler ki ve hakikaten bilmiyorlar Kuran’ın yeterli olduğunu. Ciddi, akılcı anlatılırsa delillendirilirse yaparlar. Niye yapmasınlar? Hakikaten Müslüman onlar ama bilmiyor yanlış yönlendirilmiş tabii ki koruyup kollayacağız.

 

Tüm Peygamberler Çağının En Modern İnsanıydı. Modernliği Çirkin Karşılamak Mantık Dışıdır

Bütün peygamberler çağının en moderniydi. Sen modern olmayı niye çirkin bir şey gibi görüyorsun ben onu anlamadım. Çağının en mükemmeli, en kalitelisi, en iyisi olmaya modern denir. Sen bundan rahatsız oluyorsun herhalde bilgisizliğinden. Modern olmamak daha mı iyi? Modern olmak güzel.

 

(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi’deki devlet başkanlığı rezidansında bir araya geldi. Soçi’ye geldiği için Erdoğan’a teşekkür eden Putin, “Bu ortak çalışmalarımız Rusya-Türkiye ilişkilerinin özel bir statü kazandığını ve tamamen onarıldığını gösteriyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşme hakkında şöyle bir açıklama yaptı: “Türkiye- Rusya’dan MS-21 uçakları almakla ilgileniyor. Rusya ve Türkiye arasındaki askeri işbirliği çok önemli. Bunu Putin ile konuştuk. Rusya ve Türkiye arasında vize serbestisi sağlanması için eylemlerimizi hızlandırmalıyız. Bu konu yakın zamanda çözümlenebilir. Suriye’de akan kanın durması için ortak çabalarda bulunmalıyız” dedi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya yolculuğu sırasında uçağı Türk hava sahasından çıkana kadar F16’lar eşlik etti uçağına.)

Canım orada da takip etsin, çok iyi yapmışlar. Türk hava sahasından çıktığında da takip etsinler izin alsınlar, değil mi? Öyle bir şey yok ki ne var ne mahsuru var? Allah Allah. Türk uçağı zaten gidiyor, iki tane de jet askeri uçak onlar da izin alsın. İzinle gidiyorsa onlar da izin alsınlar. O uçaklar, havaalanına inişine kadar takip etsinler. Değil mi ne olur ne olmaz.

Rusya ile Tayyip Hoca’nın arasını açamaya çalıştılar. Ben Pravda’da sürekli yazılar çıkarttım, bu oyunu bozduk. Türkiye-Rusya dostluğunu Allah’a çok şükür sağladık. “Özür dileme” diyorlardı ben Tayyip Hoca’ya ısrarla “özür dile” dedim. Tayyip Hoca da aslan gibi özür diledi konu bitti. Özür dilediği halde “Özür dilemedi” dediler ne kadar ayıp, ne kadar ayıp. Bu nasıl bir gurur anlayışı? Özür dilemek büyüklüktür. Değil mi? Nezakettir, kibarlıktır, yüksek ahlaktır. Ne var özür dilemekte?

Hepsi “Sakın özür dileme” diyorlardı. Bir tek ben “Özür dile” dedim. İsrail’le bağlantı için ben ısrarla bastırdım. Mesela Çin’le, Rusya’yla askeri işbirliği için de teşvik eden benim. “Aman aman Rusya’yla iş birliği olur mu?” Niye olmasın? Gayet güzel olur. “Bu hava savunma sistemlerini Rusya’dan alalım” demiştim o zamanlar, bakın Rusya’dan alıyoruz.

(Putin ve Sayın Erdoğan bir buçuk saatlik bir görüşme yaptılar. Putin görüşme sonrasında şöyle söyledi: “Yakın geçmişte ilişkilerimiz bir dayanıklılık testinden geçti. Şu anda söyleyebiliriz ki normalleşme süreci tamamlanmıştır ve işbirliğimizi daha da güçlendirmeye kararlıyız.”)

Putin aklı başında hareket etti. O zannetti ki Tayyip Hoca, Rusya’ya gıcık oldu, kasten bir şeyler yapıyor, uçağı falan vurdurdu zannetti. Bir de baktı ki tamamen paralel yapının oyunu. Tayyip Hoca’nın dürüstlüğünü de gördü. Şimdi Rusya’yla Türkiye iki dürüst ülke, iki dürüst lider ittifak ettiler. Çok güzel oldu. Ha Putin’in hataları var mı? Var tabii insandır. Tayyip Hoca’nın da hataları var o da insan. Ama ikisinin de özelliği mert ve dürüst olmaları. Hatalarını da Allah affetsin.

 

(“Aynı zamanda bir milyar dolarlık ortak yatırım üzerinde anlaştık. İstihbarat birimlerimiz ve savunma bakanlıklarımızla işbirliği konusunda anlaştık” demiş.)

Çok iyi olur, hayırlı olur İngiliz derin devletine karşı güzel, güçlü blok oluşturdular. Çin’i de aralarına alsınlar, Türki devletleri de alsınlar, İslam ülkelerini de yanlarına alsınlar. Amerika’yı da yanlarına alsınlar, İngiliz derin devletine resti çeksinler. “Arkadaş” diyecekler “artık bu pisliği bırakacaksın.” Arkadaş da denecek bir özelliği yok bunun. Ahlaksızlık yaptırmıyoruz size” diyecekler bu kadar.

 

(“Suriye konusunda da hem fikiriz” demiş Putin.)

Güzel çünkü Tayyip Hoca’ya ben “Türkiye politikasını değiştirelim” dedim. “Biz” dedim “Suriye’nin bütünlüğünü koruyalım.” Suriye’nin hani dediler ya “Şam’a gideceğiz, namaz kılacağız.” Yok. Şam’a girelim fakat Şam, Şam tarafından idare edilsin. Suriye tarafından idare edilsin, bizi davet etsinler biz gidelim. Biz orayı değil mi nasıl değerlendireceğiz? Parçalanmış bir Suriye’ye mi gireceğiz bütün bir Suriye’ye mi gireceğiz? Bütün bir Suriye’ye girelim biz. Değil mi? Suriye’den Suriyelilerin idare ettiği bir Suriye’ye girelim. Devlet bunu kabul etti. Türkiye politikasında esaslı bir değişiklik oldu. İşte İngiliz derin devletinin hazmedemediği bu.

 

İngiliz Derin Devletinin En Çok İçine Oturan Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesinden Vazgeçmesi ve Bölgenin Parçalanmasına Karşı Çıkması Oldu

Ben bu İngiliz derin devletine karşı atağa kalkınca hükümetin bütün politikası değişti; İngiliz derin devletinin bütün adamları tespit ediliyor, hepsi tasfiye olacak. Fethullah Gülen çetesi de İngiliz derin devletine yakayı kaptırmış bir hareket. Allah esirgesin eğer onlar başarılı olsaydı şu an İngiliz derin devleti Türkiye’yi kontrol altına almış olacaktı. Türkiye de paramparça olmuş olacaktı, Allah esirgesin.

 

Bizim Rumilik Eleştirimiz Anadolu Mevleviliğine Değil İngiliz Derin Devletinin Özel Organize Ettiği Dinsizlik İçin Kullandığı Felsefeyedir

Osmanlı’ya Abdülhamit devrinde girmişti İngiliz derin devleti, şu an bitirecekti. Her şeyi tepetakla ters çevirdik. Darwinizm’i tepelerine geçirdik, İngiliz derin devletini tepelerine geçirdik, Rumiliği kenara çektik, her şeyi darmadağın ettik Allah’a çok şükür. Tabii Rumilik derken Anadolu Rumiliği değil. Anadolu Rumiliği beş vakit namazında, orucunda normal Müslümanlık şeklindedir. Ama İngiliz Rumiliği vardır. Mevlana Rumi’nin kitaplarından alıntı ve orada ne diyor? “Bizim yolumuzda Müslümanlık diye bir şey yok” diyor. Üç yüz yıllık, dört yüz yıllık eserlerde bu geçiyor. Rumi mi yazdı başkası mı yazdı bilmiyorum.

 

İngiliz Derin Devleti Gelenekçi Bağnaz Sistemi Tüm Gücüyle Destekliyor, Çünkü Bu Sistemin İslam'ı İçten Çökerteceğini Biliyorlar

İngiliz derin devletinin kurnazlığı, koyu Ortodoks Müslümanları destekliyor. Çünkü gelenekçi Ortodoks sistemi İslam’ı en iyi boğabileceği sistem olarak görüyor. Çünkü o oraya çektiğinde gelenekçi Ortodoks sistem içerisinde İslam kendiliğinden zaten çöküyor. Onu fark ettikleri için ve bildikleri için gelenekçi Ortodoks sistemi bütün güçleriyle destekliyorlar.

İngiliz derin devletinin Ortodoks gelenekçi İslam’ı yayma gayretlerini kaliteli, seçkin, nezih, sahabe dönemi modeliyle ortadan kaldıracağız. Çünkü gelenekçi Ortodoks sistemle İslam’ı kaldırmak çok kolay. Zaten kaldırmak üzereydiler de Allah kurtardı. Son anda Mehdiyet’in ruhu yetişti. Allah vesile etti. Alay ediyorlardı İslam’la Müslümanlarla. Ama şu an bak alayları boğazlarına tıkandı, felç oldular. Ne Darwinizm’i savunabiliyorlar ne İslam’a laf söyleyebiliyorlar. Her konu çok akılcı izah edildiği için, her şey yerli yerine oturdu. Alay ettikleri hiçbir konu kalmadı. Hepsinin mantıklı, tutarlı, akıllarına yatacak şekilde olduğunu kendileri de gördüler. Darwinizm’in de bilimle alakası olmayan bir hurafe olduğunu, bir putperest dini olduğunu da gördüler. Bundan sonra yollar açıldı artık. İslam’ın şahlanış dönemi başladı. Bütün Türki devletlerde bizim İslam anlayışımız yaygın. Hepsi modern İslam’ı savunuyor. Şimdi İran da modern İslam’ı savunmaya başladı. Liderleri, halk, hepsi modern İslam’ı savunuyor. Ve bütün İslam ülkelerine bu dalga dalga yayılmaya başladı. Şimdi Mısır’da da modern İslam yayılmaya başladı. Fas, Tunus, Cezayir her yerde.

İngiliz derin devleti muazzam bir münafık ordusuyla saldırdı. Hepsini Allah tepeledi ve büyük mucize meydana geldi. Münafıklar şu an şoktalar. Allah tamamını tepeledi. Allah rezil rüsva etti hepsini. Rezil kepaze etti. İngiliz derin devletinin ne kadar uşağı varsa şu an köpek gibi inliyorlar.

Özetle, Tayyip Hocam’ın kılına dokundurtmayız. Samimi yiğit bir delikanlı. Gayet güzel de hizmet ediyor. Aşkla şevkle, hiç yorulmuyor da. Bak oradan oraya gidiyor, oradan oraya gidiyor. Bayağı enerjik. Çok da iyi niyetli, candan. İslam, Kuran deyince heyecandan ruhu göklere çıkan, ruhu göklere ulaşan bir insan. Ve bütün hayatı acıyla geçti. Sanki keyif zevk içindeymiş gibi anlatıyorlar. Diyor “Para yığdı” diyor. Para yığsa, bu yaşından sonra ne yapsın o parayı yani? Gidip pavyon da mı yiyecek? Gazinoda mı yiyecek? Ne yapsın parayı? “Yetmiş tır para, otuz tır paradan” bahsediyor. Kardeşim Allah Allah. İç cebine koyacak hali yok ya, yetmiş tır parayı ne yapsın yani? Hayatı da ortada. İşte çoluğu çocuğunun yaşadığı yerleri de görüyoruz. Kendini de görüyoruz. Sade, normal, kendi halinde bir hayatı var. Çok zor hayatı. Oradan oraya gidiyor, oradan oraya. Nefes almıyor yani. İngiliz derin devletinin bir numaralı hedefi. Küfredenler, hakaret edenler… Çok zor hayatı. Biz destek olalım. O da gayet güzel bu hizmetini devam ettirsin. Uğraşmaya gerek yok.

 

İngiliz Derin Devletinin Uyuyan Hücreleri ve İkinci Planda Hazır Tuttuğu Yüksek Nitelikli Münafıkları Var. Ama Boşuna Uğraşıyorlar

İngiliz derin devletinin uyuyan hücreleri var Türkiye’de. Bir de ikinci planda hazır tuttuğu yüksek nitelikli münafıkları var. El altında tutuyor şu an. Ama bizi hiç hesap etmedi bunlar. Tereyağından kıl çeker gibi her şeyi yapacaklarını zannettiler. Güneydoğu’yu da halledeceklerdi. Kıbrıs’ı da halledeceklerdi. Tayyip Hoca’yı da kendilerince götüreceklerdi. Her şeyi yapacaklardı. Bizi pek hesap etmediler. Hesap etmedikleri başka birçok şey var.



DEVAMINI GÖSTER

Подобни творби